30 Ocak 2013 Çarşamba

Sıradaki Şarkı Sizin İçin Gelsin

http://www.radyovoyage.com

Hikayesi olan şeyleri çok severim.
Bir çok anım da hep güzel hikayelerden oluşur.
Hamileyken hep radyovoyage dinledim.
Zaten pek çok severdim.En sadık dinleyicilerden biriyim sanırım.

Doğum dalgalarını hissederken de yine radyovoyage dinliyordum.
Mina, 1 Ocak 2013'te doğal doğum ile 00:50'de gelmişti bize.
Bu saatte çalan şarkı Mina'nın şarkısı olacaktı.
Tabi ki o saatteki konsantrasyon Mina'yı dünyaya getirmek olduğu için şarkıyı not etmeye fırsat olmadı :)
Twitter'dan radyovoyage'a yazdım, mail yolu ile şakıyı göndereceklerini söylediler.
Kızımın şarkısını bekliyoruz.
Yetmez, ilk seyahat edeceğimiz ülke bu şarkıyı söyleyen kişinin ülkesi olacak.
En baştaki radyo linkini açtıysanız ve dinliyorsanız, bu şarkıyı söyleyen kişinin ülkesine seyahat edin siz de.
Belki de unutamayacağınız bir seyahat olur bu.
Mina'dan size gelsin bu şarkı.
Sevgiler,
dinamikanne

20 Ocak 2013 Pazar

İsim Okuma Merasimi

Bugün yarı kırkı çıktı.
20'si doldu denmiyor nedense,eski usul yarı kırk diyorum ben de.
Böyle konularda nedense eski söylemleri seviyorum.
O yaşanmışlıklar,söylemler boş yere değil.
Var bir şey.

Bugün ismi okundu kulağına.
Ninesinin ve dedesinin evinde bu merasimi gerçekleştirdik.
Babam eve hoca getirdi.
Önce ezan okudu, sonra kamet getirdi.
3 kere senin adın MINA dedi.
Sonra ; sağlıklı,hayırlı,mutlu,insanlığa faydalı, dinine bağlı bir kişi olması için dua ettik.
Ben bu dualar sırasında ağladım yine.

Şimdi içim çok daha rahat.
Kızımın ismi Mina.

İsmiyle büyüsün...

Hava soğuksa gün aşırı, hava iyiyse hergün banyo yapıyor.
Az sonra yıkayacağız, ancak bu yarı kırk kırklaması olacak.

Öyle büyüsün Mina.Geleneklerine bağlı olarak, eskileri arkasında bırakmayarak...


dinamikanne





15 Ocak 2013 Salı

Lohusalıkta Süt Yapan Besinler

Büyük mesai.
Bitmiyor.
Hamileyken,ay bir fırtlatayım çocuğu,sonra istediğimi yerim içerim diye düşünüyorsun ama öyle olmuyor.
Çok daha fazla dikkat ediyorsun.
Gaz yapmasın,bebek rahatsız olmasın,yüzünde-gözünde kızarıklık çıkmasın diye yediklerine,içtiklerine çok daha fazla dikkat ediyorsun.
Hamileyken, bebeği görmediğin için minik kaçamaklar yapıyorsun.

Yetmez, bir de sütü arttıran şeyler var.
Onların hepsini uygulamaya çalıştığında,boş vaktin kalmıyor.
Sürekli bir şeyler yiyip içmen gerekiyor.

Öncelikle kendi buluşumu söyleyeyim.
Bebeğinizi emzirdiğiniz yere, şelale ve fıskiye resimleri koyun.
Gürül gürül akan, şelaler,fıskiyeler ile görselleştirin.
Bu durumda zihninizde sütünüzün çook bol olduğunu düşünüyorsunuz.
Bence - ki bu kanıtlanmış da bir şey - görselleştirmek çok önemli.
Ben zihnimde görselleştiriyorum bunu, sevgilim görsellerin çıkışını alabilirse dolabın üzerine de asacağım inşallah :)

GAZ meselesi
- bebeğe gaz yapmaması için tüm yiyecekleri KIMYON ile tüketin.
-ilk 10 gün yoğurt,süt,mercimek,bulgur vb. besinlerden uzak durun.10 gün sonra bebek kendi düzenini buluyor.laktozsuz süt ve yoğurda başlayabilirsiniz.

Evet, gelelim diğer süt yapıcı besinlere.
-her sabah bir tatlı kaşığı pekmeze bir tutam Çörekotu ekleyin ve aç karnına gönderin mideye.
-her gün bir kaç fincan rezene ve ısırgan otu çayı için.mumkunse aktardan alın, doğal hali ile tüketmeye çalışın.
-eczaneden humana stil tea alın ve gunde 3 bardak için.
-hergün 3 Litre su için.en önemli süt yapıcı besin su.tüketin 3 litre, hem de kiloları verin.
-elle kuru inciri 4-5 parcaya bölün.5 adet inciri, bu şekilde bölerek 15 dakika bir miktar suda kaynatın.ılıyınca suyunu için.
-bozaaaaa, bozaaacı.iki gecedir kapıdan geçiyor,biz marketten alıyoruz.oldukça işe yarıyormuş.
-dereotu ve diğer yeşil otlar.kahvaltıya renk katıyor.süt kalitesini de arttırıyormuş.

Bunları tümünü bir günde yapamadım.
Bir kaçını sığdırdım bir güne.
Tümünü yaptığında, hiç ara vermeden yiyip-içmen gerekiyor.
Yapabilirseniz ne şahane.

Bol sütlü günler diliyorum.
dinamikanne

8 Ocak 2013 Salı

Mina 1 haftalık / meme- kaka ilişkisi

Nasıl geçti anlamadım şu 1 hafta.

Her şeyden önce Mina, kış bebeği olduğu için güneşli bir günde doğurmak için dua etmiştim.
Dualarım kabul oldu ve kar ile özdeşleşmiş bir günde, 1 ocak sabaha karşı doğum gerçekleşti.
Hastaneye giderken,saat akşamüstü 5 civarıydı ve hava çok güzeldi.
Sonraki gün de öyle.
Hastaneden çıkarken, yine güneşli bir gündü.
Güneş gibi, ışık gibi parlasın kızım.

Şu bir haftaya ne çok şey sığdırdık.
Çok hızlı geçti.
Uyku ile uyanıklık arasında geçen günler.

"Meme"deyim diye bir söylem giriyor hayata.
Yani bu "sigara"dayım gibi bir şey, ya da "yolda"yım.

Kaka,çiş...
Bu da başka bir boyut.
Mesela size birinin kaka yapması an gelecek sizi en mutlu eden şey olacak deseler ne dersiniz?
Öyle oluyor gerçekten.
Kaka yaptığında evde bir bayram havası oluyor.
Rengini birbirimize gösteriyoruz, kokluyoruz falan :)
İlk kaka daha macunsu ve simsiyah oluyor.
Bir kaç defa bu şelilde yapıyor,sonra daha cıvık ve sarı renge dönüyor.

Meme ile kaka arasındaki ilişki ise şöyle:
Çocuğun maksimum 2 saatte bir emmesi gerekiyor.
Uyanıyorsa ne ala.Uyanmıyorsa,uyandırmak gerekiyor.Sarılık geçirmemesi için sürekli beslemek gerekiyor.
Uyanır uyanmaz, altı kirli bile olsa meme veriyorsunuz.
Daha sonra uyku moduna geçiyor yine.o zaman altını açarak uyandırıyorsunuz.
Biraz daha emiyor.
Azıcık süt için bu işlem yaklaşık 1 saat sürüyor.

Hiç sevmediğimiz şey ise "kusma".
Bunu da bir hafta içersinde sığdırdık ne yazık ki.
O kadar mesai harcıyorsun,bir sunum çıkarıyorsun ortaya, ancak sunumu hiç kaydetmemişsin, sonra pat bilgisayar kapanıyor,sunum gidiyor.
İş dünyasındaki tam tanımı bu "kusma" meselesinin.

Bir de şu sarılık davası için sarı tülbent ya da sarı battaniye ya da sarı renk tulum gibi şeyler giydirmek gerekiyor çocuğa.

Babasının bu kadar becerikli olması da ayrıca şaşırttı beni.
Bebeği kucağına alamayacağını düşünüyordum.
Bu zamana kadar hiç küçük bebek deneyimi yoktu.
Benim yeğenlerimi de kucağına alamıyordu, korkuyordu.
Mina'yı gayet kendinden emin, çok güzel tutarak kucağına alabiliyor.
Gece benim kadar mesai yapıyor, yardımcı oluyor.
Aslında normali tabi ki bu.
Ancak,daha önce hiç küçük bebek ile vakit geçirmediği için ilk dönemlerde çok bir şey beklememiştim.
Hatta doktora götürdüğümüzde 2. Topuk kanı testi vb. Tesler için kan vermesi gerekiyordu.  
Babası çok yürekli bir biçimde kan alınan odaya sen gelme, ben hallederim,üzülme dedi.
Ben yine dışardaağla, ağla...

İşte bizde böyle geçti ilk hafta.


Her anı muhteşem.
İyi ki gelmiş bize minik sevgilimiz.
Sevgiyle,
dinamikanne



Koy Ordan Bi Göbek Havası

Göbek.göbek deliği.
Bir çok şey söylenebilir bu konuda.
Annem göbek meselesini çok önemser.
Tüm torunlarda ilk baktığı şey odur.
Sonra kundak yapsak mı yapmasak mı konuşulur.
Ne zaman düşecek diye gün sayılır.
Ben de endişe duyarım,huylanırım.
Sonra cesaretimi toplar alkollu bakımını yaparım.
Komik ama annembu konuyu çok önemsediğinden , biz 5 kardeşin göbek deliği çok güzeldir.
Göbek deliğinin güzeli mi olur, saçmalama demeyin.
Oluyor.
Bir gün size gösteririm isterseniz:)
Neyse efendim,ben de annemden dolayı çok önemserim bu konuyu.
Ne zaman düşecek,bakımı nasıl yapacağım falan derken,alkollu mendili koyarken buldum kendimi.
İlk doktor randevumuza 4 ocak'ta gittik.
Doktor, güzel bakmışsın,bakımı böyle yapacaksın diye bana gösterirken çaaat dedi düştü göbek.
Ben ağla ağla ağlaaa.bu kadar erken düşmesi normal mi diye sordum.normalmiş.
Sonra şöyle bir şey duydum.
Doğumdan sonra tatlıyla beslenen annelerin bebeklerinin göbek bağı çok daha önce düşüyormuş.
Ee ben kendimi çikolata, tatlı şelalesine bırakmıştım ilk iki gün.
Doğru olabilir.
Sonra bir torbaya koyup verdi doktor.
Evde "mina'nın ilkleri kutusu" var.ilk tahliller,ilk hastane bilekliği...
Bu kutuya koyduk şimdilik.
Bu kutu benim için "yangında kurtarılacak ilk şey"
Ne yapacağımızı henüz bilmiyoruz.
Genelde okulun bahçesine gömülür, çocuk okusun diye.
Bazı insanlar Harward'ın bahçesine falan gömüyor:)
Bakalım, karar verdiğimizde yazarım.