3 Nisan 2013 Çarşamba

Beyoğlu'nda Gezersin...

bu yazı, bu şarkı ile tavsiye edilir.
http://www.youtube.com/watch?v=ywLtQ1zzGQo
Athena-Beyoğlu'nda gezersin

Bebeği olan arkadaşlarıma nasihat (!) ederdim.
Bebek olunca dışarı çıkmaktan vazgeçmeyin, eşinizle başbaşa yemekler yiyin, arkadaşlarınızla buluşun,gezin, tozun diye.
Vicdan yapanlar olurdu.

Onlara bir gün çocuklarının onları bırakıp gideceğini,çocuk 10'lu yaşlara geldiğinde kendi hayatını yaşadığını, bu nedenle "çocuk odaklı" yaşamamak gerektiğinden bahsederdim.

Mina 3. ayı doldurduğunda ilk başbaşa yemeğimize çıktık.
Beyoğlu çıkartması yapacaktık:)
Dans atölyesi nedeni ile önceden haftanın 1-2 günü hep gittiğim bir yerdi Beyoğlu.
Yapacak bir şeyler bulurdum kesin.
Boş boş yürümek bile çok keyif verirdi.

Fatih'le Beyoğlu'nda buluşacaktık.
Ben önce gittim ve dolaşmak için vaktim vardı.
Kendimi bir filmin içinde hissettim.İstanbul Filmi.
Yaklaşık 6 ay adım atmamıştım Beyoğlu'na.
Değişen bir şey de yoktu.
Her şey aynıydı.
Ama ben değişmiştim sanırım.Yabancı gibiydim.
Böyle hissettiğim için dışardan biri gibi bakabiliyordum.
Ne kadar acaip şey varsa toplanmıştı bu caddede.
Tinerciler, sarhoşlar, şizofrenler, evsizler, küçük çocuklar,sevgililer (tek tuhaf olmayan şey buydu)...
2 çeşit şizofren gördüm.Biri kendisiyle sürekli kavga halinde olan, diğeri ise hep gülen.Kendi kendine konuşup, kahkahalar atıyordu.Ben en çok onu sevdim.
En çok evsiz olanlara üzüldüm.Eski bir battaniyenin üzerine yatmış, saçı sakalına karışmış bir adam.
Bir şey yapamadan, öylece geçiyorsun yanından.

Fatih'le Beyoğlu Ocakbaşı'nda buluştuk.
Yemeklerimizi,mezelerimizi ısmarladık.
Bir kadeh içsem mi diye düşündüm.
Araştırdım ve bebeği 3 saat emzirmemek ( burası ok) ve ilk sütü çekip atmak ( burası asla) gerekiyormuş.
Mina'nın hakkı olan sütü çekip atamam.
Bir damlası boşa gitmesin diye bu kadar uğraşırken, bir anlık keyif için bunu yapamazdım.
Yemeğimizi yedik, bir yerde kahve içme  isteği bile olmadı ikimizde de...
Sonra konuşurken farkettik ki Beyoğlu bizim için bitmiş.
Yeni hayatımızda böylesine keşmekeş bir yerden haz almıyoruz.
Daha sakin olan Bebek, Arnavutköy, Nişantaşı, Fenerbahçe, Cadde yeni mekanlarımız.
Beyoğlu'nu pek severdim.
Ve sonra farettim ki hiç bir şey sonsuz değil, kalıplar değişiyor, her şey değişiyor.

Önceden bayıldığımız mekanlara olan hislerimiz bile...
Daha sakin yerlerde görüşmek üzere,

dinamikanne

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder