15 Mart 2013 Cuma

Anne & Baba Saati

bu yazı, bu şarkı ile iyi gider :)
John Lennon- Stand By Me
http://www.youtube.com/watch?v=O4_ghOG9JQM

Un Heureux Evenement / Aramızda Bebek Var / A Happy Event
Bence her doğum yapmış kadının izlemesi gereken bir film.
Ba-yıl-dım !
Herkes kendisinden bir şey bulabilir.

Herkes belli zorluklar yaşıyor doğum sonrasında.
İlk on gün ben de zor bir dönemden geçtim.
Ağrıların, acıların, bebeği anlamaya çalışma, yeni hayata ayak uydurma,
evdeki kalabalık, 2 kişilik hayattan çoklu hayata geçme...
Zaman zaman en sevdiklerini bir kaşık suda boğmak istiyorsun.
Neden yok.
Hormanlar :)

Bu olumsuz duyguların tümünü uyuyarak, müzik dinleyerek, bebeğimle vakit geçirerek ve gülümseyerek çözdüm.
Sonra karabasanlar gitti, normale döndüm.
Sahi normal nedir ki?
Hep tartışılır.
Herkese göre farklıdır normal.
Senin normalin ile benim normalim aynı değil.

Bu bir kaç gün süren "anormal" durum sonrasında kendi normalime döndüm.
Bu süreci çok kısa sürede atlattığım için çok mutluydum.

Bebeğim olmadan önce söylediğim bir şey vardı.
Bebeğim olduğunda sevgilime değer vermekten asla vazgeçmem.
Bebeğimin sevgisi, eşimin sevgisinin önüne geçmemeli.
Yani bebek odaklı yaşamayacağım.Bebeğe ayak uydurmayacağım, onun bana ayak uydurmasını sağlayacağım.
Çünkü yaş yaş, boy boy 7 yeğenimden biliyorum ki çocuk 7-8 yaşına gelince senden çıkıyor.
12-13 yaşında iplerini koparıyor.
Onun bu başına buyruk davranışları nedeni ile suçlamaya başlıyorsun kendini.
Hayatta bebeğin için vazgeçtiğin bir sürü şey oluyor.
"ama ben, onun için eşime daha az vakit ayırdım.
ama ben, onun için arkadaşlarımdan vazgeçtim.
ama ben, onun için KENDIMDEN vazgeçtim "
bu söylediklerimden, yazdıklarımdan onu daha az sevmek anlaşılmıyordur umarım.
onun için dünyayı yakmak, gayet olağan bir şey bence.Böylesine bir sevgi.
Sadece psikopatça bağlanmamak, onun da -ve kendinin de - bir birey olduğunu unutmamak gerekiyor.

Ben çok hayırlı bir evlat olduğumu düşünürüm.
Annemi, günde 4 kez arayıp insülin iğnesinin zamanını hatırlatırım, ne pişirdin-ne yaptın ne ettin şeklinde rutin konuşmamızı yaparız, haftada ya da 10 günde bir onda kalırım ve koyun koyuna yatarız.
Yazın bir kaç gün bir yere kaçarız birlikte.
İşte bu.İşte bu kadar anneme yapabildiğim.Hakkı ödenir mi?Asla.Ama elimden gelen bu.

Bebek olunca hayattan, varolan durumdan vazgeçmemek gerekiyor bence.
O yüzden, ne kadar koşturursan koştur, ne kadar yorgun olursan ol, eşin eve geldiğinde anne-baba saati yapmak lazım.
Belki 5 dakikalık, belki 10 dakikalık, belki 1 saatlik bir ara olmalı.
Konuşmalı karşılıklı.
Bebekten, günün nasıl geçtiğinden, HAYALLERDEN, gelecekten bahsetmek gerek.
Ve birlikte şükretmek.Böye bir hayatı birlikte paylaştığınız için.
Bebek uyurken yapmalı bunu.
Ama bu saatin anne & baba saati olduğunu her iki taraf da bilmeli.
Sanki bir sunuma hazırlanırmış gibi, bu anın ciddiyetini iki taraf da bilmeli.
Bir de kahve yapmalı.
Kahveyi yapan hep anne olmamalı, babanın elinden içilen kahve gibisi yoktur.
Anne, kahveyi yarım bıraksa da  (bebeğe zararı olmasın diye), bu an o kadar kıymetlidir ki...
Sonrasında anımsayacağın güzel kareler olmaya adaydır bu anlar...

keyifle,
dinamikanne











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder