26 Aralık 2013 Perşembe

Kuzenler Partisi (2013'e Veda Ederken!)

Geçtiğimiz hafta ısrarla çalan telefonunun ucunda kim mi vardı?
Benim canım yeğenim Alper (yaş 12).
Sesi öyle heyecanlıydı ki...
-"Teyze, haftaya pazar günü sakın program yapma!
Siz evde durmuyorsunuz ya, ilk başta size haber vereyim dedim.
-N'ooldu oğlum, hayırdır?
-Kuzenler partisi yapıyoruz anneannemde toplanacağız.
-Hmmm tamam oğlum geliriz, merak etme.Çok güzel düşünmüşsün, bravo sana.
Herkesi bir araya getirmek için güzel bir organizasyon..." şeklinde bir konuşma geçiyor aramızda.
Alper bu, durur mu?
Hafta içi yine arıyor beni, teyze geliyorsunuz değil mi?
Tamam oğlum,sorun yok diyorum, geliyoruz.
Bu nasıl bir parti olacak Alper diye soruyorum.Konsept ne?
"Hediyeleşme olabilir, herkese hediye alabilirsin ya da hediye olarak kek, kurabiye de yapabilirsin diyor.Önemli olan hepimiz, tüm kuzenler biraraya geleceğiz.
Mina çok küçük istersen sen hiç bir şey yapmayabilirsin" diye ekliyor.
Narinç teyzem kurabiye ve kek yapacak Elif (11) ile birlikte, anneannemde hep birlikte mantı ya da "hamur köftüsü" yaparız sonra da partiye başlarız...
"Hamur köftüsü"bizim geleneksel yemeğimiz.
Hasta olduğumda beni yataktan kaldıran, en sevdiğim Sushico'nun acılı ekşili çorbasına bile bin basan annemim çorbası...
Çocuklar da bu hamurdan köfteler yapıyor.Sonra hızlıca pişiriyoruz.
Ayak üstü herkes birer tabak içiyor.


Ve asıl partiye geçiyoruz.
Alper tüm organizasyonu yapmış.Hatta bu güne özel pasta bile almış.
Bir parti için olması gereken her şey var.Kuzenler partisi konsepti de hazır.
Duvara, bantlar yapıştırmışlar.
Anane & Dede evi burası, burada her şey serbest.

                                                 En değerli varlıklarımız


Alper ve Elif ile haberleşip ikisi ayrı ayrı sunum hazırlamışlar.Kuzenler videosu!
Mina'ya biraz kıyak geçip her iki video sunumunda da Mina'nın fotoğrafları ağırlıklı kullanmışlar.
Sosyal medyada o kadar çok fotoğraf  paylaşıyorum ki, hemen hemen hepsi vardı diyebilirim :)
İki harika video sunumu büyük bir heyecanla izledik ve hepimiz çok duygusal anlar yaşadık.
Oradaki fotoğrafların güzelliğinin yanı sıra, bu 2 çocuğun nefis bir organizasyon yapmaları ve partiyi böyle bir sunumla taçlandırmaları etkiledi bizi.



Her kuzenin baş harfine göre kurabiye yapmıştı Elif.
Narinç'ten E grubu -Emre, Elif
Şefika'dan D grubu -Duru,Damla
Seçil'den A grubu -Alper, Arhan
Türkan'dan Eliz, ? ( bir oğlumuz olacak, bu durumda e ile başlamalı galiba) 
Tuğba'dan Mina - yorum yok!

Mina, paketli ve şekerli  & tuzlu gıdalar tüketmiyor bir çok çocuk gibi.
Ama Elif ablası ona kurabiye yapar da ucundan ısırmaz mı? Zor aldım elinden kurabiyeyi...
M harflisini yedi tabi ki.



Hediyeleşme vakti geldi.
Biz hediye alamadık, kek-kurabiye de yapamadık.
Herkesin hediyesini Mina'nın doğum gününde vereceğiz.
Ablamlar, çocuklara hediyeler almışlar.
Duru(7)  hep bir köpek istiyor.Canlı olanından.
Hatta yaptığı "nuel list" inde köpek ve bahçeli ev en baş sırayı çekiyor.
Narinç size köpekli bir şey aldım demiş.
Hediyeyi açtığında, Duru ve Damla'yı bir ağlamadır aldı.
Çok geçmeden anlıyoruz dertlerini.
Meğer köpekli bir şey aldım deyince, "canlı köpek" almış zannetmiş.
O yüzden hediyelerini hiç beğenmemişler.
Hediyesi çok güzel, köpekli bir yumurtalıktı.
Ama canlı olmadığı için çok üzüldüler.

Elif, Duru'ya köpek bakmanın çok büyük bir sorumluluk olduğunu, böyle hediye olarak verilmemesi gerektiğini, beklentisinin doğru olmadığını söyledi.
Biraz duruldu Duru.Ama yine de "çok mutsuzum" diye ortalıklarda dolanıyordu.


Arhan kızları oyalıyor.
Eliz annesini isteyip ağlıyor.
Fotoğraflarda hep ağlarken çıkıyor.
Mina, bu kadar çok kuzeni birarada gördüğü için mutlu.
Tutunarak ayağa kalkmaya başladı, ufak ufak sıralıyor.
Eliz'in mikrofonunu bulmuş, almış eline oynuyor Mina.
Eliz geliyor, şak diye alıyor elinden.
İkisi ağlıyor...

Anneme dönüyorum.
Anne, sen 5 çocukla nasıl baş ettin, bizi nasıl büyüttün diyorum.
"Büyüttüm ama böyle oldum diyor"...
Bir sürü rahatsızlığı var.Her çocuk bir dert getirse, zaten minumumda 5 hastalık diyorum.
Olsun, sizler varsınız ya hiç önemli değil diyor.

Narinç ablam giriyor araya, bi' dakika, sana ben baktım hep diyor.
En küçük kardeş olduğum için 4 anne+bir gerçek anne = 5 anneli yetiştim zaten.
Herkesin emeği çok bende...
Hatta Mina'nın dünyaya geliş nedeni Narinç'te gizliymiş meğer.Bunu başka bir zaman anlatırım.

Daha sonra toparlanıyoruz.Herkes evine gitmek için eşyalarını derliyor.
Ama o da ne?
Minik yok!
Herkes minik'i arıyor.
Ne bu minik diyorum.
Köpek, Damla'nın oyuncak minik köpeği.
Kıyamet kopuyor, Damla ağlıyor.
Minik'im de minik'im.
Daha önceden fena tecrübe ettiğimiz için kimse Damla'yı susturmaya çalışmıyor. Çünkü imkansız.
O minik buraya gelecek!
Sonra bakıyorum yerde mor bir köpek.
Bu mu diyorum, evet diyorlar.
Minik'le bir poz foto çekiyorum, bulmamızın şerefine.



Elif daha önceden ayağını burkmuş.
Emre(16), kardeşini sırtına alıp aşağı indiretim diyor.
Annesi önce Emre'ye güvenemiyor, dur ben alırım diyor.
Emre, Elif'i bırakmıyor annesine.Alıp, jet hızıyla aşağı iniyor.
Annesiyle birbirimize bakıp gülüyoruz.
Ne çabuk büyüdü Emre.Ne kadar sahip kardeşine.
Bizimle çok sık takılmıyor.Onun kendi hayatı var.Neyse ki arada sırada böyle partilerden mahrum bırakmıyor kendisini bizden.

Sonra ortadan kaybolan annem geliyor.
Organik elma gelmiş köyden, herkese üçer beşer bölüyor elmaları.
Onun bu huyunu aylar önce Annem Hakkında yazısında bahsetmiştim.
Elmaları aldık, çıktık yola.
Aileme, ablalarıma, böyle muhteşem çocuklara sahip olduğum için şükrederek evin yolunu tuttum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder