25 Şubat 2014 Salı

Uyku Eğitimi

Kalbimin sesini dinlerim ben pek çok konuda.
Elbette aklımı da yanıma alırım.
Işık olur kalbim, yol gösterir aklım.

Mina ile ilgili pek çok şeye duygularımla karar veriyorum.

Uyku meselesi de bunlardan biri.
Bebeğim olmadan önce net bir duruşla; asla yanıma almam, herkes kendi yatağında yatsın diyen biriydim.

Mina doğdu, bizim odamızda sepette yattı 8 ay boyunca.
Ilk kez koyun koyuna 3 aylıkların yatmıştık.
Küçük bebeklerle birlikte yatmak çok yanlış.
Özellikle lohusalık döneminde ve bir kaç aylıkken insan kendisini bilemiyor.
Gece besle, altını değiştir, doğumun yorgunluğu derken elini, kolunu nereye koyacağını şaşırıyor.Kötü hikayeler o kadar çok ki...Aman dikkat!

3 aydan itibaren, 8 aya kadar olan dönemde bir kaç kez bizim yatağa kaçamak yaptı.

8 aydan sonra da kendi odasına geçer diye planlıyordum.
Ama hala anne sütü aldığı için de bana çok büyük eziyet olacaktı.
2 yol vardı.
-bizim odaya bir yatak daha alıp orada yatıracaktım.
-hep birlikte ailecek uyuyacaktık.

Yüreğimin götürdüğü sesi takip ettim ve bizimle yatmasına karar verdim.
"Belki bir çocuk daha yaparız ilerde belki de yapmayız."
O yüzden bu müthiş duyguyu belki bir daha yaşama fırsatım olmayabilir.
"Zaten öyle çabuk büyüyorlar ki..."
Cümleleri benim bu yaptıklarımın arkasına mantık bağlayabildiğim kurtarıcılarımdı.

14. Ayına kadar üçümüz, bazen babayı şutlayıp sere serpe ikimiz yattık.

Dün ani bir karar ile artık yatağında yatması gerektiğini söyledim Mina'ya.
Şu anda her şeyi anlıyor.
Pek oralı olmadı ilk başta.

Akşam oldu, ritüellerimizi yaptıktan sonra "hadi Mina'cım uyku vakti" dedim.

Pek kalmak istemedi yatağında, kitap okuduk, şarkı söyledik...
Sen yatağına yat, ben yere yatayım dedim olmadı, ağladı ve gelmek istedi.
"Tamam, o zaman anne yanına geliyor, yer aç bana" dedim.

Onun yatağına yattım, meme vermeden yanına uzandım ve bir süre sonra uyudu.
Ben de uyuyakalmışım Mina'nın karyolasında.

Sonra kalktım yanından, 2 saat sonra ağladı.
Babası baktı.
Babasının kucağında uyuyor, yatağına koyacağı an çok fena ağlıyordu.
Bir süre babasının koynunda kendi odasında takıldılar.
Daha sonra yine ağlamaya başladı.
İçli içli...
Meme istiyordu.
Hepimiz bizim yatağımıza geldik.

Hedef; meme vermeden geceyi atlatmaktı.
Babası, biberon içinde su getirdi.
Aslında biberondan pek hoşlanmayan Mina'nın bağımlıymış gibi olan hali, babasının içini parçaladı.
Gece gece gözleri doldu babasının Mina'nın haline.
Her şeye rağmen hedefimize ulaşmıştık.
Ilk geceyi meme vermeden atlattık.
Sabaha karşı bir defa beslendi yalnızca.
Normalde 3-4 kez meme alan bir bebeğe göre oldukça iyi bir oran olduğunu düşünüyorum.

Altın kural:
-anne hedef koymalı 
-ağladığında hemen pes etmemeli
-çok ağlıyorsa kadememi olarak hedefini revize etmeli.

Altın kuralların bizde ruh bulmuş hali;
-hedef; kendi yatağında yardımsız uykuya geçmesi
-ağladığında babası gitti, ben gözükmedim.
-ağladığı için biz hedefi meme vermemek olarak revize ettik ve yanımıza aldık.
zaten ilk hedef olan yardımsız uyumayı başarmıştı.

Bugün 2. Gün.
Akşam yemek yedik, banyo yaptı, anne sütü aldı, uyudu.
Yaklaşık 3 saattir kendi karyolasında uyuyor.
Bakalım bu gece nasıl geçecek?

Ilk gün harika geçti bence.
Şu anda da böyle giderse bu işi çözdük demektir.

Bunlar benim kendi tecrübelerim, kimsenin tavsiyesini uygulamadım, içinden geldiği gibi davrandım.
Her bebek farklıdır bence.
Ve o farklı ihtiyaçları yalnızca anneleri anlayabilir ve bu ihtiyaçlara uygun aksiyon alabilir.
Kalp ışık olur, akıl yol gösterir!

Deliksiz uykulara,
dinamikanne





2 yorum:

  1. süpersin! senin bu azimle başaramayacağın hiçbir şey yok arkadaş..

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Neriman'cım, baya yol aldık ve süper gidiyor :)
    Darısı diğer kuzuların başına :)

    YanıtlaSil